Öncelikle belirteyim bu sayfa spor ya da bir futbol blogu değil. Ben burada genel olarak olmasada gündelik hayatta yaptıklarımı, düşündüklerimi, söylediklerimi yazıyorum ya da bi nevi yazmaya çalışıyorum. Aslında kimseye aktarmak istediğim bişey de yok. Hiç kimse umurumda bile değil fakat bir kitap bile yazsanız en az bir kişiye hitap edecek şekilde yazarsınız çünkü yazının, kayıtın kuralı budur malesef. Tamamen ego tatmini de olabilir. Neyse geçelim bunu asıl konumuz bu değil.
Dün akşam futbol milli takımlarının maçları vardı. Bu da önemli değil. Sonuçta bu basketbol ya da hentbol da olabilirdi.Önemli olan dünyada en çok sevilen sporun futbol olmasından kaynaklı ki önemsememizin sebebi de budur. Ülkemizde ya da herhangi bir Güney Amerika ülkesinden spor denince akla ilk gelen şey futboldur. O yüzden bunu bizde milli mesele olarak dillendiririz. Aslına bakarsanız bunların konumuzla hiç bir alakası yok. Benim tek derdim şu; ben bu takıma dün yüklü miktarda bahse girmiş olabilirim ki sahiden de öyle. O yüzden biraz sinirliyim. 'Tabi bu sonuçta kumar, olabilir' deyip geçerim ama milli takımımız için bu işin kumar olmaması gerektiğini bazıları bilmeli. Macaristan'ın galibiyetine 2.30, Türkiye'nin galibiyetine 2.30 oran veriliyorsa bu sahiden utanç verici bir durum benim için. Yanlış anlaşılmasın lafım bahis şirketine değil. Bu utancın başsorumluları 1.40 orandan 2.30'a getirenlerdendir benim için. Bakın bunun sorumluları da milli takımda oynayan insanlar değildir.
Peki ya kim?
Farkında mısınız bilemiyorum ama en başarısız olduğumuz spor dalı; "futbol" bizim. El clasicosuyla, Madrid'i, Barca'sı, Messi'si, Ronaldo'lu takımlarıyla ününe ün katan ülke İspanya'da en çok konuşulan ya da en çok sevilen spor futbol değildir. Futbol o ülkede Moto GP ve Basketboldan sonra gelir her ne kadar son dönemlerde futboluyla sükse yapsa da...
Demek ki ülke olarak bi yerde bazı şeyleri biz yanlış yapıyoruz. Bakın; biz futbolu seviyoruz ama malesef futbolu bilmiyoruz. Biz futbolda başarıyı hala parayla ya da güzel goller atan oyuncularla olduğunu zannediyoruz. Tabi biz taraftarız, izleyiciyiz, seyirciyiz. Bilip bilmemiz önemli değil ama keşke futbola bu kadar yön vermesek. Gazetelerin, televizyonların gazına kurban gitmesek. Beni hala anlamıyorsunuz değil mi? Boşverin bunu da geçelim. Başsorumlulardan bahsedecektim hani. Açıklıyorum. Türk futbolunun bu derece rezilliğe oynamasının ana nedenlerinden bazıları; antrenörler, teknik direktörler, yöneticiler ve gazetecilerdir. Hadi bunları da geçelim.
Herkes tuttuğu takımlarına bir baksın. Ben milli takımımıza asla kızamıyorum. Milli takımımızın düştüğü bu durumu belki anlayabiliriz.
Salih Uçan, Recep Niyaz ne zaman oynayacak acaba bu takımda? Daha ne bekleniyor? İşte bu yüzden milli takımımıza kızamıyorum. Ben kendi takımım Fenerbahçe'ye ya da üç büyükler denen İstanbul takımlarına kızıyorum. Zaten Anadoludaki yetenekli oyuncular genç yaşta üç büyüklere transfer oluyor. A milli haricinde tüm milli takımlarda oynuyorlar ama A Milli? Özgür Çek'i, Sezerleri, Hurmacıları, Emreciksınları geçtik artık. Bi kuşak geçti gitti. Lütfen şu çocuklara da yazık etmeyin. Türk futboluna daha fazla yazık etmeyin. Sezon başında Alper Potuk'un Fenerbahçe'ye transfer olma gibi bi ihtimali de vardı ki bana göre yok kendisi Galatasaraylı olduğundan neyse konu o değil. İyi ki Fenerbahçe ya da Galatasaray'a gitmemiş. En azından Eskişehirde top koşturuyor şu an. Umarım sesimizi duyarlar. Çünkü bu oyuncuların önü gerçekten açık. Bu oyuncuları biz tanımıyoruz ama inanın Avrupalı bile bunların genç yıldız olduklarının farkında. Biz hala genç yıldız adayı olduğunu zannediyoruz. Kendimize gelelim artık. 35-36 yaşındaki Brezilyalılar için teknik direktörüne g.tün başın oynuyo diyen insanlara sahip bi ülkeye sahibiz biz malesef ama 19 yaşındaki bir TÜRK için aynı şeyi yapıyor muyuz? ASLA! İşte sorun bu. Sorun bizde. Sorun bu oyuncuları oynatmayan zihniyette. Konuyu Alex'e bağlamışsın kafan çok güzelmiş muhabbeti yapanlarda olabilir umurumda değil ama inanın bana Alex'in gittiği gün Türkiye - Romanya maçını Alex'in uçak saati yerine maç saatini düşünseydik belki de Alex'ten sonra bizde Brezilya'da oynanacak dünya kupasına doğru kalkacak uçakları düşünebilirdik.
Tam buraya kadar yazdıktan sonra ara verip PES açıp oynadım. Fenerbahçe'yi seçtim. taktik ve oyuncu kısmına geldiğimde bilgisayardan yardım istedim. Oyuna aldığı oyuncu Saih Uçan'dı. Düşünün bilgisayar bile Alex'i oynatmıyor o derece :) Bi de gözüme takılan bişey var. Avea Peste bile reklam panolarına yapışmış her neyse o beni ilgilendirmez tabi ama beni ilgilendiren bişey var bu konuda. Siz hangi ülke şirketlerinin bizim ev sahipliğini yaptığımız maçlarda stadlarımızın saha kenarlarındaki reklam panolarına boy boy reklam verdiğini gördünüz? İşte biz sırf bunun için bile bir uçak kaldırıyoruz. Hangi yabancı takımla oynuyorsak adamlara bi de bizden galibiyet primi gidiyor. Bi tek şampiyonlar ligi maçlarında yapamıyoruz onda da önceden belirlenmiş kaynağı fazla sponsorların haricinde kimse reklam veremez ibaresi var Allahtan. Neyse utanç verici şeyleri sıralarsak ohoooo.
Tecavüz haberleri, şehit haberleri... Utanç dedim ama aslında spor hiç bişeymiş. Keşke San Marino pardon resmi adıyla Çok Huzurlu San Marino Cumhuriyeti gibi futbolda her gelenden fark yeseydikte huzurlu bir toplumumuz olsaydı. Olmayacak birşey değil. Ne de olsa Çok Huzurlu San Marino Cumhuriyeti'nin ilk golü de bize ilk aldıkları puan da bizden. Aramızda aslında pek bi fark yoktu son 20 seneye kadar. Futbolda da huzurda da...
17 Ekim 2012 Çarşamba
Çok Huzurlu Türkiye Cumhuriyeti
Ülkerketler:
A milli takım,
alex de souza,
Çok Huzurlu San Marino Cumhuriyeti,
Futbol,
İspanya,
Recep Niyaz,
Salih Uçan,
San Marino,
Türkiye
3 Ekim 2012 Çarşamba
Yeter Alex
Ne Alex'miş arkadaş ya. Bir teknik adamdan bir başkandan herşeyi geçtim 100 yılı geçmiş tarihi olan bir kulüpten daha mı büyüktür bu adam?
"Alex'i nasıl hatırlarsın?" diye sorsanız bana Anelka'ya vermediği paslarla hatırlayacağım. Yıllarca egoistliğinden, Brezilya milliyetçiliğinden yazık olan forvetlere, santraforlara baksanız yeter benim için. Dünyanın hiç bi yerinde bir oyuncu için taktik yapıldığını görmemiştim ben. Bunu da Alex sayesinde öğrendik sağolsun ama artık yeter. Gün gelir devran döner... Sen bunu hakettin Alex!
Heykel meselesine gelince koskoca Juventus taraftarları geçen sene Cannavaro ve Del Piero'nun heykellerini dikti ama noldu iki oyuncu da kadro dışı bırakılıp serbest kaldı ve yine üzerine basa basa söylüyorum KOSKOCA DEL PIERO; kariyerinde görmediği kupa kalmamış futbolcu "Kişiler gider, Juventus baki kalır."diyebiliyorsa neyse benim bişey dememe gerek yok herhalde.
"Alex'i nasıl hatırlarsın?" diye sorsanız bana Anelka'ya vermediği paslarla hatırlayacağım. Yıllarca egoistliğinden, Brezilya milliyetçiliğinden yazık olan forvetlere, santraforlara baksanız yeter benim için. Dünyanın hiç bi yerinde bir oyuncu için taktik yapıldığını görmemiştim ben. Bunu da Alex sayesinde öğrendik sağolsun ama artık yeter. Gün gelir devran döner... Sen bunu hakettin Alex!
Heykel meselesine gelince koskoca Juventus taraftarları geçen sene Cannavaro ve Del Piero'nun heykellerini dikti ama noldu iki oyuncu da kadro dışı bırakılıp serbest kaldı ve yine üzerine basa basa söylüyorum KOSKOCA DEL PIERO; kariyerinde görmediği kupa kalmamış futbolcu "Kişiler gider, Juventus baki kalır."diyebiliyorsa neyse benim bişey dememe gerek yok herhalde.
Ülkerketler:
alex de souza,
anelka,
cannavaro,
del piero,
Fenerbahçe,
Futbol,
juventus
1 Ekim 2012 Pazartesi
Kabak Tadı
Ülkerketler:
dans,
gangnam style,
müzeik
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)