27 Ekim 2011 Perşembe

Van Depreminin Sorumlusu Kim? (Konu Anlatımlı-Çözümlü)

Veli Göçer mi? Ali Ağaoğlu mu yoksa? 99'da ikisininde evleri göçtü. Biri hapisten daha yeni çıktı diğeri hiç hapse girmedi.
Müteahhitler mi sahiden? Neyse bu konuyu kapayalım. Genellemeye girer. Altından çıkamayız sonra...

Sizce depremi kim yaptı?

A) Bazı insanlara göre üniversite öğrencilerinin fuhuşları yüzünden... Tanrı tarafından Mikail aracılığıyla (ki herşeyi yapan Tanrıdır öncelikle polemik yaratma sorunun devamını oku)

Uydurma Haber: http://merhabaaydinlik.info/archives/6836

Fuhuş yeryüzünde yaygınlaşınca yer sarsıntıları (depremler) olur. Hadis-i Şerif
Kaynak: http://www.nurnet.org/bela-ve-musibetlerin-sebebi/

B) 24 şehitle galyana gelen Türk halkını durdurmak isteyen Tayyeep amcamızın Amerika yardımlı Van depremi... ( Neden medyacıları topladı zannediyorsun? Bak tv programlarındaki yardıma, hepsi bir oldu)

Kaynak: Altıncı His

C) HAARP'la yönetilen İsrail merkezli test ve saldırı amaçlı düzenlenen deprem... (Dikkat ederseniz İsrail, deprem olduktan henüz 2 saat sonra; yardıma hazırız mesajı verdi)

Kaynak: Götüm

Lütfen cevapları sonuna kadar izleyiniz.

Cevap A: http://youtu.be/QbUHyzRCeLI


Cevap B: http://youtu.be/P09IGfx0twM ve http://www.ntvmsnbc.com/id/25292439/

Cevap C: http://youtu.be/R7A7aRz_OSk


Şaka ya da kaka bu işin şakası olmaz dersen bana çok kızarım sana. Bu işi ciddiye almayacaksınız evet biliyorum ama siz hiç birşeyi ciddiye almıyorsunuz. Bi yardım programı yapıyorsun ama hiç düşünemiyorsun. O programı yaparken bir deprem daha olsa. Allah korusun bu defa da o sizi çok etkileyen İstanbul'da olsa sana kim yardım edecek? Çözümün sadece yardımla olacağına mı inanıyorsun sen? Tamam yardımını et ama dur demesini de bileceksin. Bugün Van'da oldu, geçen Simav'da. Van'a bu kadar yardım gitmesinin sebebi nedir? Hepimiz biriz anlamı mı, depremin şiddeti mi, yoksa başka şeyler mi? Şu yardımları gördüğümde gerçekten çok seviniyorum ama bazı gördüğüm şeylere çok üzülüyorum. 8 yaşındaki çocuğun harçlığını göndermesi size şirin gelebilir ama birazcık düşünüldüğünde pek te şirin değil aslında. Keşke biraz daha kendi kendimize Robin Hoodculuk oynasak ya da çok yakınımızda olanlara bu kadar uzak olmasak. Van her zaman Van'dı. Malesef depremle hatırlandı.

Dün yardım programında Mardin'den insanlara yardım etmek isteyen ama 1o liralık yol parasına muhtaç insanı gördük. İşte biz böyleyiz. Gözlerimizi sadece bir yere odaklıyoruz. Diğer yerleri göremiyoruz. Bugün Van'a yapılan yardım daha önce Pakistan'a ve Somali'ye yapılan yardımlardan katbekat daha fazla ve yardımlar hala devam ediyor. Belki bugün Van'ı yeniden kuruyoruz. Oğuz Haksever'in dediği gibi Türkiye'yi yeniden kuruyoruz ama yine bazı şeyleri unutuyoruz. Lütfen sadece bir yere odaklanıp diğerlerini unutmayalım. Cebinde 2 lirası olup 1 lirasını yollayan çocuklarımızın parasına göz dikmeyelim. Eğer ülkede eşitlik yaratmak istiyorsak önce kendimizi soyup fakirlere yardım edelim.

Gelelim gönderdiğimiz yardımlara; Malesef ilk gün gönderilen yardımların neredeyse yarısından fazlasının PKK'ya gittiğini biliyoruz. Başbakanın ilk 24 saatte başarısızız açıklaması bu rezilliğin tescilidir ne yazıkki. Yardım gönderin, göndermeyin diyemem onca insan orada zor durumduyken ama hala alınan deprem vergileri neden alınıyor sormak istemiyorum. Cevabını biliyorsunuz zaten. Malesef devlet sadece size değil bize de boqkmiiir. İnternette, televizyonda onca saçma-sapan yorum yapan insanlarıda şehitlerin acısıyla yaptıkları yorumlar olarak görüyorum. Yoksa kimse bu kadar acımasız olamaz. Eminim onlarda o gün o cümleleri kurdukları için çok pişmanlardır.

Biz artık bu ülkede iki şeye çok alıştık. Teröre ve depremlere. Yani insan ölümlerine...
Bunların öyle iki ortak noktaları var ki...
Cadde kızlarının son olaylardan önce fakir evladı şehitler ve depremde ölen fakir insanlar için kurduğu; yanlarından geçerken, iğğ iğrenç kokuyorlar deyip aşşağıladıklara insanlara üzülmeleri az da olsa sevindirici. Bu yönden birlik olduğumuzu kimse söylememişti ama illa ki biri söyleyecekti. Kendimizle yüzleşme vakti...

Bu ülkede yardıma muhtaç, gönülleri zengin çok insan var. Maksat onları görmek. Televizyonlardan değil sadece. Bu insanlar iki sokak arkanda bile olabilir. Yeter ki dön ve bak...

Cuma günü camiilerde yine yardım Van'a yapılacak. Diğerleri yok sayılacak. Bence sabret, bekle. Önünde bir Kurban Bayramı var. Bitlis'i var, Siirt'i var, Batman'ı var, iki arka sokağı da var. Ve gördük ki; bu ülkenin Robin Hood'u da var, Superman'i de...

23 Ekim 2011 Pazar

Simoncelli İçin Berlusconi Devreye Girdi

Moto GP'de Malezya Grand Prix'sinde Gresini Honda pilotu Marco Simoncelli geçirdiği kaza sonrası bu sabah hayatını kaybetti. Simoncelli koyu bir AC Milan taraftarıydı.

Bugün oynanan Serie A maçları 1 daikikalık saygı duruşuyla başlandı. Bu maçlardan birtanesi de Lecce - Milan maçıydı. Milano ekibi ilk yarı 3-o yenik düştüğü maçta ikinci yarı Boateng'in 3, Yepes'in attığı 1 golle maçı 4-3 kazandı. Ancak bu skoru daha maç
başlamadan bilen bazı kişiler vardı. Özellikle daha önce şikeden hüküm giymiş Lecce'nin ve Milan'ın başkanı Berlusconi olunca bendeki şüpheler arttı. Milan'ın teknik direktörü ve Berlusconi bu maç öncesinde tartışmıştı. Sebebi Milan teknik direktörünün Boateng yerine Robinho'yu tercih etmesiydi. İkinci yarıya başlarken Robinho'nun çıkıp Boateng'in oyuna girip 3 gol atması tesadüf olamaz elbet. Berlusconi yine pis işleriyle büyüklüğünü konuşturdu.

Simoncelli için Berlusconi'den küçük bir hediye.

Dün basın toplantısında konuşulanlar;
Lecce-Milan, Allegri in esclusiva con Milanlive.it: Dubbio Boateng-Robinho, Berlusconi l’ho sentito…

Kaynak: 6. his + Götüm +
Milanlive.it

21 Ekim 2011 Cuma

Benziyor muydu teninin kokusu benimkine?

Benziyor muydu teninin kokusu benimkine?
Yeni serim...
Şürkan Toray demiyorum.
Ayy yerim seni.
Seri lan seri!
Atacağın bir taş!

Bu seride birbirine benzeyen karakterleri paylaşıcam.



Biri Yeşilçam'ın kötü karakteri. Diğeri; Batılı devletlerin yarat, sonuna kadar kullan, tüket ve yok et felsefesinin son kötü aktörü. Gözümüzün önünde daha Washington'da, Roma'da kurduğu absürd bedevi çadırları...

Bize Kıbrıs konusunda ABD'ye rest çekip büyük kıyak yapmış eski libya lideri demeyeceğim. Zaten ABD'nin adamı değil miydi? Tıpki Bin Ladenler gibi. İşleri bitince asılıp, kesilip, denize atılırlar. Ne demişler iyilik yap denize at.

Türkler, Amerikalılar, İtalyanlar, falanlar, filanlar; satisfactionlar...

Diktatörlük eğitimini ABD aracılığıyla Ankara'da almak...
Nutukla gezmek...
Tansu Çiller'e aşık olmak...
Bedevi çadırları...
Çektirdiği Çağrı filmi...
Hüseyin Peyda ile benzerliği...

1oo sene önce; British Game...
Bugün; American's Games...
Karakterler hep aynı; Araplar.
EA Games...
Challenge Everything¡

Ölmeden önceki son görüntülerini izleyenler kötü öldüğünü söyledi ama o söz verdiği gibi şereflice savaşarak öldü.

19 Ekim 2011 Çarşamba

Siz Kürtler

Kaçak elektrik kullanımı. Türkiye'nin cari açığı...
Yeşil Kart oranı. Devlet bize boaqmii...
"-Vergi vermezsin, yardım alırsın.

- Fatura ödemezsin, bizden keserler.

- Cahilim dersin, öğretmeni şehit edersin.

- Hastayım dersin doktoru şehit edersin.

- Yolumuz yok dersin, mühendisi şehit edersin. Asfaltı kazar mayınla patlatırsın.

- Resmi dilini bile öğrenmeye tenezzül etmediğin devletten iş beklersin.

- Fakirim dersin ama inatla çoğalıp virüsleri bile kıskandırırsın.

- Fakirim dersin aşiret düğünün de görgüsüzlüğün dibine vurursun.

-Sıkıntın varsa gel uzlaşalım kardeşçe yaşayalım dersin, olmaz bu topraklar bizim diye iddia edersin.

-Biz bu toprakları kanla aldık kanla veririz deriz, savaşalım deriz, pis faşist dersin! Arkamızı döndüğümüzde pusu kurarsın!

-Bıktık artık kardeş ayaklarından. Allah düşmanın bile şereflisini versin...''

19 Ekim 8ex-en8

"PKK’nın Çukurca saldırısında şehit düşen Piyade Çavuş Birol Elmas’ın, annesinin ve biri engelli üç kardeşinin yaşadığı evin elektriğinin, borç yüzünden kesik olduğu ortaya çıkmış...

Şehit haberinin gelmesi üzerine eve gelen bir ekip elektriği hemen açmış!

Siz; Doğu ve Güneydoğu’da kaçak elektrik kullanan on binlerce evin ve iş yerinin elektriğini kesmeye cesaret edemeyeceksiniz...

Üstelik bunun faturasını, ödemelerini zamanında yapan diğer abonelere “Kayıp ve Kaçak Elektrik Kullanımı” adı altında fatura edeceksiniz...

Ama oğlu askerdeki dul anneleri, evlerinde kör karanlıkta bırakacaksınız...

Ben böyle sosyal devletin!  21 Ekim Mustafa Mutlu Vatan Gazetesi"

Yaşlandıkça Muhafazakarlaşmak

İlk bakışta olgunlaşmak gibi görünsede pek değil. Gençlikte yargılandığın değerlere sahip çıkmaktır aslında. Ucu açık bir dünyada kontrol edilemeyen değer sisteminin zayıflamasında sizin sabit kalmanız olarakta tanımlanabilir.

Bu tüm insanlar için geçerli bir önermedir. Back to future filminden hatırlayın. Marty'nin annesi; şimdiki kızlarla bizim zamanımızdaki kızlar çok farklı gibi bi cümle kullanmıştı. Bu cümleyi her anneden duymanız çok normal. Aslında tüm yeni nesiller eski nesiller için örfi yapılarının zayıf olduğunu söyler. Bizim zamanımızda ile başlayan, ortam bozuldu gibi cümlelerin ardı ardası kesilmez ama son yıllarda gerçekten insanlar örfi ve ahlaki kurallarını yok etti. Gereğinden fazla yok etti hemde. Bunun sebeplerinin arasında televizyon ve internetteki sınırsız bilgi demeyeceğim, pornografi ve erotizmin çocukların erişebileceği düzeye inmesi. Bu süreçte gençler fazla ileri giderken biz yetişkinler yerimizde sabit kaldık ve yobaz damgası yemeye başladık. Lütfen çocuklarımızı ebeveynler, yetişkinler olarak koruyalım. Yani değerlerimizi birden kaybetmek yerine en azından eskisi gibi yavaş yavaş eritmeliyiz.

Semavi dinlerde kıyametin böyle geleceğine inanılır. Artan tecavüz ve seks olayları bunu gösterir derecede. Ülkemizde bekaret yaşı 12'ye indiyse bunda kesinlikle bir sorun olduğu gayet açık ve net ortada. Varsın yobaz desinler, sansürcü desinler ama siz asla bu değerleri kaybetmeyin. Değerleri kaybederseniz kadına olan saygıyı da kaybedersiniz. Yaşlandıkça kadına olan saygı artar. Gençlikte erkeklerin dilinde kadını aşağılayıcı bir dil kullanılıyor. Afedersiniz s.kmak, s.kmek gibi kavramlar hiç iç açıcı değil. Kadın-Erkek sevişir, erkek kadını afedersiniz becermez. İşte biz bunu ne zaman anlarsak o zaman kadına daha fazla saygıyla yaklaşırız. Eşitliği yaratırız. Kadın seks objesi olmamalı artık. Tabi bunu yine kadınlar başarabilir. Bazı kadınlarımız malesef kadınlığın değerini düşürmekte. Siz şey edilmek için dünyada var olan insanlar değilsiniz. Lütfen birazcık bu konulara muhafazakar davranın.  Malesef erkekler yaşlandıktan sonra anlayabiliyor bunları. Kendi yaptığı hataları kız çocuğu olduğu zaman anlayabiliyor fakat bu sistemi bu hale getiren yine erkekler. Hata burada başlıyor.

Gençlerimizi engellemeliyiz artık. Mutlaka birşey yapmamız gerekiyor. Düşünün 8 yaşında kızınız olduğunu. Öğretmeni ona ödev veriyor o da gidip internetten araştırma yapıyor. Girdiği sitelerin en başında vikipedia'dan sonra ekşi sözlük geliyor. Belkide Mustafa Kemal Atatürk'ü araştırmak için girdiği sitede seks içeren kelimelere denk geliyor. Sözlükleri merak edip inci sözlük'e iki dakika göz atsa malesef daha o yaşta psikolojisi bozulur ama bunu anlamayan o kadar insanımız var ki. Bazı şeyleri sansür olarak görüyor. Çocuğumuz varsa mutlaka ama mutlaka bunlara dikkat edelim.

Son yazdıklarımla başlığın hiç bir alakası olmadığını düşünebilirsiniz ama bunlar doğrular ve gerçekler. Bunlardan bahsettiğimizde muhafazakardan çok yobaz damgası yemek gerçekten çok sıktı. Lütfen geleceğimiz için birazcık anlayış. Son söz olarak; muhafazakarlaşmak başına türban alıp kapanmak değil, güzel olan örfi ve ahlaki düşünceleri sabit tutmaktır.

Algıda Seçicilik

Yaprak, Aşık, Mucize, Sevgi, Yalnız...
Passion, Rage ,Leave...

Türkçe olanından 5, İngilizce olanından 3 tanesini seçiyoruz.

17 Ekim 2011 Pazartesi

Hay Zammını

Öncelikle bu ülkenin büyüklerine sesleniyorum;
Bu ülkede yaşayan insanların üç şeyine asla karışmayacaksın; inançlarına, internetine ve içtiklerine...
Birinin sadece kimliğinde yazan dinine karışsan sözde dinciler hortlatırsın. Dini kolaylaştırmaya kalksan ateist yaratırsın.
Dünyanın en gereksiz sitesi; Facebook'u yasaklasan sansüre sansür deyip halka darbe yaptırırsın.
Alkolüne, sigarasına zam yapsan sokakta eylem yapacak kadar insanları taarruza sokarsın. O yüzden bu 3i'ye asla ama asla dokunmayacaksın.

Gelelim sizlere.
Bugün sigara zamlarına verdiğin tepkiyi aldığın ücrete, maaşa verseydin bu duruma düşmezdin. Asgari ücret ayaklar altında sürünürken, işçisi, memuru aç bırakılırken sessiz kalıp tepki vermezsen daha çok ay sonunu düşünüp efkardan sigara yakarsın. Gerçi siz ay sonunu düşünseniz sigara içmezdiniz ya düşünme kabiliyeti noksanı insanlardan bahsediyorum şuan ki insanlara düşünen hayvanlar derler bi de siz anlayın ama ben hiç sigara içen tek bi hayvan bile görmedim deve haricinde.
Deveye sormuşlar neden boynun eğri diye; ensem kalın ondandır demiş. Eskiden kız istemeye gelen aileler oğlumuzun içkisi-kumarı yok diye övünüyorlardı. Şimdi içkisi kumarı varsa kız babası sormadan aile babası göğsünü gere gere var! diye söylüyor. Ensesinin kalın olduğunu belli etmek için...

O yüzden sen hiç konuşma ablacım, abiciğim... Her gün zamına koyuyolar senin zaten. Sigara yaptıkları zaman mı zamlaraa tepki verme icabında bulunuyorsun? Dünyanın en pahalı benzinini kullanıyorken neden ses çıkarmıyorsun? Tabi açlık kafana vurmuş, düşünemiyorsun. Yemek yemek yerine sigara içen tek toplumuz biz.

1oo liralık benzinin 46.7 lirasının vergi olduğunu biliyor musun? Biliyorsun. Ee hala ne duruyorsun o zaman. Vergiyle çalışan araba icat etmelisin sen. Bak bu kaynağa sahipsin işte. En güzel icatlar zorluklar sayesinde yaratılmıştır dünyada. Edison'u düşün. Ampulü neden icat ettiğini düşün. Sonra gel elektiriği, doğalgazı düşün. Fakat dediğim gibi bu ülkenin insanları açlıktan düşünemez olmuş. Nelere isyan edeceğini şaşırmış bi toplum olmuş. Aç ayı neden oynamaz bunu düşün. Deveden sonra ayı, ayıdan sonra koyun gelirdi ama koyunlar şirindir. O yüzden devam etmek istemiyorum. Son uyarım; 1 Kasım'da ÖTV Zammına protestoya gitmeden önce ÖTV ne zaman?, ne için çıkarılmıştır? onu araştırıpta gelin. Satranç tahtasından ÖTV alıp yetmedi deyip zammı basan ülke idarecilerimiz var bizim. Bunları seçen de biziz demeyeceğim sizsiniz. Söyleyeceklerim malesef şimdilik bu kadar. Baştakilerin zamına koyayım size bişey olmasın.

11 Ekim 2011 Salı

Yıl: 3 Yaş: 1 (Tenk Yu Sizlere II)

Blogspottaki 3, buradaki 1. senemde wikia yolları bana görünüyor.

Uzun bi aradan sonra blogspot'un artık eskisi gibi tat vermediğini, kiminizin meme uğruna tumblr'a, wordpress'e kaçtığı çok net.

Yeni bir ilişkiye başladığımı değil de seviyorum dediğimden bu yana sizleri satıp 2o'den fazla kız arkadaş tarafından engellendim. Bence büyük başarı bu. İnsanları tanıdım. Sanal ortamda da dostlukları tanıdım. Kızdık, birbirimize çattık, güldük, eğlendik. Hepimiz saçma sapan sorunları olan psikolojik hastalardık.

Aslında hep burada gerçektik. Gerçek yaşam dediğimiz dünyada söyleyemediğimiz sözleri, düşünceleri burada açıkca belirttik. Dediğim gibi hep burada gerçektik.

"Dişi ile erkek asla arkadaş olmamalı, olamaz" tezini hipoteze çevirmeyi başardım kendimce blog sayesinde. 7-8 kız arkadaşın evlendikten sonra blogta daha esebiyet-ül ciddi olduğunu gördük. Evlenmeden önce her konuda görüş bildiren kadınlarımızın evlendikten sonra blogta sadece yemek, kadın, moda ve günlük yaşamlarını konu alan yazılarını sergilediler bizlere. Olması gereken hep bu muydu yoksa evlenmeden önceki halleri mi? Bunun cevabı bende yok. Bir erkek olarak her zaman geleceği düşünerek hareket etmelerini isterim kız arkadaşların.

Blogspottaki 3. yılımı kendi kendime kutlarım. Kendi kendime diyorum, artık kumanda panelinde 4 ya da 5 blog yazan görüyorum. Daha öncede söylediğim gibi twitter ve tumblr sizi tembel yaptı. Gerçi 3 sene içinde blogger sayısı çok arttı. Eskiden daha az kişi vardı ve herkes biribirini okuyordu. Komşu, arkadaş gibiydi. Sanal ortamda da insan artınca sokaklardaki, apartmanlardaki birbirini tanımayan komşular gibi olduk. O yüzden yine yalnızlığı ya da eskiden olduğu gibi sıcak arkadaş ortamını arıyoruz ve blogspottan kaçıyoruz. Yakında bende wikia'ya giderim. Burası da öyle dursun bakalım şimdilik.

Herşey gönlünüzce olsun.

10 Ekim 2011 Pazartesi

PKK Sempatizanları

2oo6 yılından bu yana biz Türkler'in kulaklarına medya tarafından alıştırılan bir kavram PKK Sempatizanları. %1oo saf katıksız orospu çocuğu demek bir başka tabir ile. Peki bunların teröristten ne farkı var? Türk ceza kanununda orospu çocuğu olmanın henüz bir karşılığı yok. Yani ceza sistemimize göre sempatizan olmak sokaklarda devlete, polise, askere taş ve molotof atmaya izin veriyor. Anayasamıza göre terörist sayılmayan bu itler bize göre terörist olmadığını göstermiyor. Her geçen gün daha da çoğalan bu fareler malesef ki çok yakında vatanı parçalamayı başarabilecekler. Zaten yeni anayasa hazırlıkları da başlıyor bunlar için.

Eğer Türkiye'nin batısında, kıyılarında yaşamıyorsanız lütfen yazdıklarıma dil uzatmayın. Yaşadığım şehrin yaklaşık 1 milyon nüfusu var ve 45o binden fazlası Kürt kökenli. Bunlardan ne kadarı sempatizan ne kadarı islamcı ne kadarı terörden kaçmış, ne kadarı modern düşünmeye gerek yok. Eğer memleketimde bir tek Kürt bile kalmayacaksa ayrılmayı isterim dedirttiler sonunda bizlere. Bu Kürt en yakın arkadaşımda olabilir. Son dönemlerde moda olan faşist kelimesini sizler benim için kullanabilirsiniz. Fakat asla bizim burada yaşadıklarımızı anlayamazsınız. Her sabah yollarda ilkokul öğrencilerine bile tecavüze yeltenen bu pislikleri def etmenin çaresi neyse bulunsun. Bakın yakalım demiyorum.

Yurdumun dört bir yanından her gün bir acı haber geliyor ve bu pislikler masum insanların acımasızca katledilmesine kahkalarla gülüyorlar. Peki suç kimde? Hala vurdumduymaz kimlikte, utanmadan çocuklarının kanını yerde bırakan artık şanından esir kalmayan asil Türk milletinde. Bugün şehitler varsa senin için var. Sen rahat yaşa diye orda onlar enayice geberdi. Evet tam tanımı budur bunun. İster yanlış anlayın ister anlayamayın. Bizim çocuklarımız, gençlerimiz, arkadaşlarımız aptalca GEBERDİ ve gitti. Ne için, kim için? Karnı geniş hala bunları normal karşılayıp televizyondan izleyip, ordan burdan vatan kurtarmaya çalışan karnı geniş aptal Türk milleti için.

Terör örgütünün lideri, bebek katilinin posterinin açıldığı güzel ülkemde daha ne kadar suskun kalacağız? Hiç mi şerefimiz yok bizim? Çocuklarınız öbür dünyadan sizlere bakarken biz hala haysiyetsizce bunları mı izleyeceğiz? Ne yapabiliriz ki diyenleri duyuyorum sanki. Haklısınız sizde. KAHROLSUN PEKAKA diyen bir aslan parçasının dayak yeyip, biber gazıyla susturulmaya çalışılan bir toplumuz biz. "Elin arabı" demokrasi için devrim yaparken biz krallık için yasa çıkarabiliriz yakında. Malum 4. kez seçilmek her babayiğidin harcı değildir bu ülkede. Bugün şu yazdığımı yazmak isteyen, içinden geçiren, kendi aralarında konuşan milyonlarca insan var ama söyleyemiyor. İnsanların ağzı mühürlü. Korku ve baskıyla yönetilen bir toplum. Polise molotof kokteyl atmaya ceza veremeyen bu toplum polisten dayakta yer biber gazıda.

Korkmayın artık ! Bugün istedikleri yerde insanları katledenler dışarıda krallar gibi gezerken bu korku niye? Sen zaten ölmekten korkmuyorsun. Bugün nerede bir patlama olacağını bilemezsin. Tostunu yerken aptalca geberip gidebilirsin.

Daha 20 yaşında gencecik insanlar ölüp gidiyor. Hayatında yaşamadığı şey kalmamış 9o yaşındaki başbakanın annesi ölünce tüm kanallar cenazesini canlı yayınlıyor. Kabe örtüsünü 96 farklı açıdan yayınlıyor ama Türk bayrağına sarılı gençler kimsenin ciğeri yanmadan siz aptal insanlar için eriyip gidiyor. Dün bebek katili için serbest bırakılsın yürüyüşü yapılırken bizim insanımız buna nasıl tepki vermiyor? Ben bugün bu yazıyı yazarken bilmemne bilmemne savcısı tarafından gözaltına alınabilirim. Bunun yakıştırmasını da çok güzel yaparlar. Provokatör diyebilirler ama aynı şeyi gerçek faşizmin direnişçileri olan PKK Sempatizanları yapınca kimsenin umurunda olmaz. Onlar polise tokat atabilirler. Onlar halkları provokate edebilirler. Onların bu hakları vardır. Fakat benim ülkemde ülkemi korumak bizim için suçtur. Hepinizin Allah belasını versin. Gidin bi aynaya bakın nursuz pigmeler. Bir insan asla ama asla bu kadar çirkin olamaz. Sizler insan olamazsınız.

Kahrolsun PEKAKA dediği için sözde barış ve demokrasi koruyucuları tarafından dövülen İzmirli abimiz. Onlar öyle şerefsizdir ki Mehmetçik'e T.C. Askeri diyebilirler. Onlar öyle şerefsizlerdir ki kendileri gibi PEKEKE demeyen gençlerimizi sokak ortasında dövüp, öldürebilirler. Tabi bunu da kesin Kürt halkı için yaparlar. Barış için...


Savaşı Bilmeyen Barışı Da Bilmez..!

Tavsiye Etmem

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...