Bakıyorum herkes bi film öneriyo. Ulan bi ben mi kültürsüzüm bu konuda. Ee bende önereyim sizlere. Uyandığınızda ben babaannemlerin evine badanaya yardıma gitmiş olucam sizde benim yazımı okuyor olucaksınız. Bugün günlerden pazar ve pazar sabahı biz ebeveynlerimizin vahşi batı filmlerini kahvaltı sofrasında zorla izlettirelerek bugünlere gelen çocuklarız. Filmin aslında fazla vahşi batıyla alakası olmasa da bu filmi herkesin izlemesini isterim. İzleyenleriniz olmuştur tabi mutlaka ama izlemeyen varsa çok şey kaybetmiştir derim. Filmimizin adı There Will Be Blood yani türkçe meali Kan Dökülecek. Biliyorsunuz ben kolay kolay bişey beğenmem, seçiciyimdir. Ben sevdiysem siz hayli hayli seversiniz. İzlemek için buradan linkte vereyim sizlere. Buyrun...
Hiç alakası yok ama aklıma takıldı, bizim devir sahiden farklı yetişmiş. Mesela küçükken bize zorla bu filmi izliyceksin derlerdi yani izlemesekte ''şşşşşşt sust'' sesleriyle susturulup kös kös otururduk. Oflardık, puffflardık canımız çıkıncaya kadar, film bitinceye kadar beklerdik. Sokağa çıkmak isterdik ama şimdi öyle bişey yok tabi. Bilgisayar çocukları size sesleniyorum biliyor musunuz biz o film bitse de şu atariyi takıp oynasak diye kaç saat mal gibi resim yapardık, kitaplara bakardık, keşke daha fazla ödev olsa da yapsak diye düşünürdük ama sizde böyle bişey yok. Bunlar o kadar tatlı bişey ki anlatılamaz yaşanır derler ya aynen öyle işte...
''Yaaa offfff'' derken içimizden demek zorundaydık, hele bi sesli söyle bi tıkırtı yap haydar'ı gösterirlerdi bize. Dayakla büyüdük, ''ödev biterdi ama ödevini yap kitap oku, okumuycaksan sanayiye gidersin olum'' dediler bize. Bizden önce de kızları enstitüye yollarlarmış gidip okul başından koca bulsun diye. Eh işte biz böyle bi devirden geldik.
Siz daha elemantary çağında kendinize partner bulup camda sanal sex yapıyorsunuz ya biz napardık biliyo musunuz..?
Duvarlara tırmanırdık, kapı aralarına çıkardık ama biz bunu masumca yapardık. Way Arkadaş siz neymişiz be hahaha diyen bebeler vardır mutlaka ama biz böyle büyüdük napalım. Bunlar size apaçice geliyodur biliorum.
Gençlik bozulmuş hacı. Bugün kötü şeyler gördüm. Keşke görmeseydim de dünyayı bizim çocuklugumuzdaki gibi çocuklara emanet ettiğimizi sansaydım. Yok aga yok bu internettir, televizyondur, dizilerdir, bunlar bizim sistemi bozdu. Ne örf kaldı ne adet. Ayıbın ne olduğunu bize anlatmadan anlardık o zaman. Acı biberi gösterirlerdi bize. Odana git diyen de olmazdı, zaten o zaman öyle bişey de yoktu. Odanda bi yatağın vardı bi de kitapların. Sabahın köründe kalkıp gazete almaya giderdim. Lanet olasıca legoları toplamakla geçti hayatım. Kinetix'i daha çok severdim gerçi. O zaman gazeteler deyimler sözlüğü verirdi, sıraya girerdim sabahın köründe onu almak için. Daha o zaman Tarkan Doritos reklamlarında oynardı, yaşım kaçtı ki 9-1o gibi işte. Mahalledeki arkadaşlarımla aynı saatte aynı dakikada ekmek almaya çıkardık. Bakkaldaki kadın arkadaşlarıma her zaman bağırırdı; ''karıştırma ekmekleri'' diye. Herkes ekmeğini alıp evine giderdi. Onlar ekmeğin köşesini ısırırdı ben yapmazdım. Annem ''üzerinden kalan parayla kendine bişey al'' dedigi halde bişey alamazdım. Annem her seferinde derdi ''yine mi bişey almadın..?'' Nasıl alabilirdim ki, anneme hiç söyleyemedim ''arkadaşlarım almıyor anne, onların yanında alırsam kendimi kötü hissederim'' diyemedim. Ne istiyosun, ne alalım sana diyen bi ailem vardı çok şükür ama ben hiç bişey isteyemezdim, çekinirdim, yapamazdım. Onlara yük olacağımı düşünürdüm. Bilmiyordum ki kağıt helvanın ucuz olduğunu. Elma şekerleri dikkatimi çekerdi hep, bizimkiler zararlı deyip pamuk helva mı ne onlardan alırlardı bana. Şimdi hiç görmüyorum böyle şeyleri. Bunlar değil de içimde kalan tek şey profiterol oldu. Aslında tek istediğim buydu ama bilmiyordum ismini. Keşke bilseydim be. Koskoca adam olduk artık, şimdi gidip anneme desem ''profiterol al'' diye ''git çalış kendin al'' der ama o zaman der miydi, demezdi..? Ah şimdi çocuk olmak vardı ama bizim çocukluğumuz gibi tatlı, masum kısacası profiterol gibi yumuşacık bir çocukluk...
Bu arada yukarıdaki filmi izlerken çayınızın şekerini sesli karıştırın. Sesli karıştırmak işte, içinde şeker olmasa da bi kaşıp alıp bardağınıza vurun. Karıştıyormuş gibi yapın. O sesi hissediceğimi düşünüyorum. Biz arkadaşlar arasında yapardık da aynı zamanda kahvaltı yaptığımız belli olsun diye...
41 Kendini Yoran Yorumcu:
çocukluğunun benimkinden pek farklı olduğunu düşünmüyorum :)
kapı aralarına, duvarlara az tırmanmadım.
parkta zor yerlerden geçme diye bir oyun uydurmuştum.Kont Drakula falan diye yeni oyunlar bulurduk yakalamaktan sıkılınca birbirimizi.
şuan ,
televizyonda bizimkiler bir kovboy filmi açmış bulunmaktalar.
ama bir tek kendileri izliyorlar :)
kendine iyi bak :)
vayy profiterol dedin içim kıyıldı. ben de çok hisliyim o konuda -_-
şimdiki çocukların-ergenlerin %97sinden tiksiniyorum. keşke hep eskisi gibi kalsaymış da herkes haddini bilerek yetişseymiş.
güzel film de kaşık muhabbetini anlamadım ben :D güzel yazı !
aahh ahh o kovboy filmlerinden ne çekti bi kuşak :) etkilenirdim bayaa hatta "büyüyünce kovboy olucam" dediğim bile olmuştur :) profiterol isterdim ben de adını bilmeden, annem bana tavuk göğsü yapardı havuç rendesi üzerine.. annem üzülmesin diye yerdim :)
Okurken içimden bir şeyler kopup gitti ama ya.. Küçüklüğümüzü ne güzel yazmışsın öyle.
Bi de hani, arada kendini kötü olarak tanıtmaya çalışıyorsun ya.. Benim de içimde bir piç var aslında falan, bilmem ne diye..
''arkadaşlarım almıyor anne, onların yanında alırsam kendimi kötü hissederim''
Hah işte bu cümlenden sonra, ne yaparsan yap inanmam artık kötü biri olduğuna.
Kimi kandırıyon sen çocuuuum kimii?? :)
Bi de evet, kinetix rules!
Hazel : Kapı arasına tırmanan bi kızla ilk kez tanıştım ;)
CherrybLossomgirL : Teşekkür ederim. Hani çay bardagından ses çıkar ya tıngır tıngır biz onu komşu cocuklarıyla aramızda haberleşme sistemi olarak kullanırdık :)
eLmyra : Kadın kowboy bu da ilginç, sende ilginçlikler bitmio... :)
schrödinger'in kedisi : Teşekkür ederim ama her erkeğin içinde wardır söylemedi deme ;)
Kapı arasına her çocuk tırmanırdı ki bizim zamanımızda. Ben hep en tepesinden televizyon seyrederdim mesela.
Oha :)
çok ilginçlikli biriyim ben evet :)
ilginçlikleri severim :)
ehi :)
Ben çocukluğumu düşündüm de.
mmm.
Şişman bir çocuktum.
Birazda mızmızdım.
Annem sabahtan salonumuza bir sofra açar sofraya yemekler koyardı bir sürü.Saatlerce onları yer oynardım.
Kalan zamandada uyurdum.
Bebekkende öyleymişim.
Şimdi baktım da ne sıkıcı yaşammış.
Ben hiç kapı aralaığına tırmanmadım.
Sanırım tam anlamıyla kıçımı kaldırcak gücüm olmadığı için yapmadım bunu.
küçükken annemle okuldan geldikten sonra ya yeşilçam filmi ya da eski amerikan filmlerinden izlerdik, ki teknoloji o kadar ilerlemesine rağmen annem hala koca lcd'de siyah beyaz film izlemeye bayılıyor. Bu filmi da taa ne zaman indirdiydim de izlememiştim, madem güzel bi bakam bakam:D
sakin filmleri severim :) sende dene fazla gürültülü değil yani ;)
yarınki analitik kimya sınavını(!) atlatam hemen izlicem:D
benimkiler hala buldukları yerde kendi söleyişleriyle -kovboy filmi- izliyorlar :) ve önerdiğin filmin süpper seçim olduğunu düşünüyorum there will be blood benimde tavsiyemdir
way be çevremde alacakaranlık haricinde film izleyen kızlar warmış :)
yok bence bunu kastetmiş olamazsın :)
alacakaranlık da güzel filmdir şimdi :P
al işte yapma bunu yapma bunu :(
şimdi ben film ayırt etmem hepsini izlerim o uyuklanan festival filmlerini bile sonuçta hepsinin bana kattığı bişeyler var diye düşünüyorum ve her birinde anlatılmaya çalışılanlar
çok popüler herkesin dilinde olduğu için mi eleştiriyorsun alacakaranlığı?
mesela neden erkekler o filmi o kadar abartmıyor
nutella alacakaranlık brownie...
bende abartıldığını düşünmüyor değilim benim burda savunduğum alacakaranlık değil zaten örnek vereyim sana arkadaşlarımdan; emre hastası o serinin, aslı hiç sevemedi
yok ben artık genelleme yapmıycam dedigim sefer yine yapmak zorunda kalıyorum.
emre kendini edward zannedio olabilir benim sweeney todd olma olasılıgım gibi.
sanmıyorum, ama keşke olsaydı :P
ayrıca sweeney mükkemmel bi filmdi :D
evet gerçekler güzeldir ;)
hele en güzeli mutsuz son :P
bu arada LeaNDer benim bloğumdan sana seslenmiş bana da yorum yapsın diye haberin olsun :)
ben beni izleyenlerin blogunu izliyorum o yüzden. leander laf sokmak istemiş ama bilmio sanırım.
anlamadım zati niye sana yazmamış ama görürsem sölerim :)
erkek arkadaşın mı..?
onu nerden çıkardın ki?
bilmem bi insan durup dururken neden laf atsın ki.
anlamadm işte bende ama tanımıyorum bilesin
peki özürdilerim. o da sanırım öylesine yazmış laf sokma filan yok sanırım günahını aldım.
gir de bi yorum yaz bari ;)
konusu geçmişken söliim aslında herkes birbirinin sevgilisi warmış gibi davransa bloglar daha seviyeli olur ;)
senle alakası yok da ara sıra gariplikler görüyorum :) hatta bazen ben de yapıyorum.
mesela? dicem reklama girer diceksin sormuyorum :)
ama sanırım bazen bende denk geliyorum
benim blogumda çok benim başkalarına böyle davranışlarım. kendimden örnek...
bence bunun çözümü sevgili olayı değil de biz yazanlarda bitiyormuş gibime geldi
haklısın.
there will be blood.
son bir iki yılda izlediğim en güzel film, izlediğim en iyi daniel day lewis performansı.
bir de şu kağıt helva...ucuz olduğunu bilmiyordun kii
bir de profiterol...asıl istediğin oydu ama adını bilmiyordun ha...
çok hoşuma gitti yazı, ellerine sağlık.
Yorum Gönder